İBB’de gayriresmi işleri hukuka uygun hale getirmek için “ajans” kurulduğu argümanı

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında aktif pişmanlık kararları kapsamında söz veren İSTAÇ Yönetim Kurulu Lideri Ziya Gökmen Togay, kuşkulu Ertan Yıldız‘ın iştiraklerde koordinatörlükler kurarak gayriresmi olarak hiçbir türel altyapısı olmadan işleri yürüttüğünü, daha sonra süreçleri resmi göstermek için İBB bünyesinde ajans kurduğunu sav etti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, tutuklanarak İBB Başkanlığı vazifesinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun da ortalarında bulunduğu zanlılar hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel dataları hukuka karşıt ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” kabahatlerinden yürüttüğü yolsuzluk soruşturması devam ediyor.

Soruşturma kapsamında aktif pişmanlık kapsamında tabir veren şüpheli İSTAÇ Yönetim Kurulu Lideri Togay, aylık gelirinin 350 bin lira olduğunu beyan etti.

Togay, İBB’de işe başlamak için Ertan Yıldız (İBB Meclisi İştirakler/Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı), Y.O.D. ve Banu Saraçlar’ın da (İSPER Yönetim Kurulu Başkanı) olduğu bir görüşme gerçekleştirdiklerini, ondan sonra kendisine İSTON AŞ. Genel Müdürlüğünün teklif edildiğini söyledi.

İSTON AŞ’de 2019’da genel müdür olarak misyona başladığını aktaran Togay, şunları kaydetti:

“Bu süreçte iştiraklerden sorumlu lider danışmanı Ertan Yıldız’dı. Yıldız’ın ofisi Bakırköy’deki ek hizmet binasında bulunuyordu. Yıldız yeniden Bakırköy’de iştirak çalışanlarından oluşan bir uyum grubu kurdu. Bu yapı 6 koordinatörlükten oluşuyordu: Satın alma ve ihale, hukuk, finans, insan kaynakları, bağlantı ve endüstriyel bağlar koordinatörlüğü. Yıldız, iştiraklerdeki bütün süreçleri bu koordinatörlükler üzerinden yürütmekteydi.

Satın alma, ihaleye çıkış, ihale sonuç, atama, terfi, finansal süreçler, sendikal süreçler vb. tüm yönetim kurulu kararları bu koordinatörlükler üzerinden Yıldız tarafından onaylanıyor, daha sonra yönetim kurulu imzasına çıkıyordu. Yönetim kurulu kararlarının aslının üzerine İBB kaşesi vuruyor, bu kaşenin manası Ertan Yıldız’ın bu kararı onayladığı manasına gelmekteydi. Sonrasında bu yönetim kurulu kararları imzaya çıkıyor ve imzalar atılıyordu. Bu yapı yaklaşık 1,5 yıl öncesine kadar bu biçimde devam etti. Kelam konusu anlattığım yapı, gayriresmi olarak hiçbir hukuksal altyapısı olmadan denetimsiz yürütülmüş bir yapıydı.”

“Ajans kurulduktan sonra İBB iştirakleriyle kontratlar imzalanarak resmiyet kazandırıldı”

Togay, yaklaşık 1,5 yıl kadar evvel İYA halinde bir ajans kurulduğunu lisana getirerek, “Bahsetmiş olduğum 6 koordinatörlük, birçok çalışanıyla bu ajansa devroldu. Resmiyette burada gözükmese de burada çalışan bir kısım işçi de işlerine burada devam etti. Bunun resmiyete dökülmesinin sebebi, İBB içerisinde gayriresmi olarak yürütülen ihale denetim sürecinden ben dahil birçok kişinin rahatsız olması, yürütülen sürecin hukuka uygun olmadığını dillendirmesinden kaynaklıdır. Bu ajans kurulduktan sonra İBB iştirakleri ile danışmanlık mukaveleleri imzalanarak resmiyet kazandırılmıştır.” sözlerini kullandı.

Kendisinin misyona başlamasından 2 ay sonra şüpheliler Ertan Yıldız ve Fatih Keleş’in satın almalarda çıkacak ihalelerin evvel kendilerine bildirilmesini istediklerini anlatan Togay, bu bilgilerin evvel bildiri yoluyla, daha sonra da kapalı zarf içerisinde teslim edildiğini anlattı.

Togay, 2022’de İSTAÇ AŞ’ye Genel Müdür olarak atandığını, bu iştirakin faaliyet alanlarından birinin de hafriyat ve döküm alanlarının idaresi olduğunu belirterek, misyona başladığında firari kuşkulu Murat Gülibrahimoğlu’nun halihazırda İSTAÇ’ın sahip olduğu döküm alanlarının büyük çoğunluğunu işlettiğini lisana getirdi.

Hafriyat dökümüne bahis olan bölgelerin çoklukla eski maden ocakları olduğunu, bu ocaklarda maden tükendiği vakit ruhsat sahiplerinin muvafakatname vermeden evvelki süreçte Fatih Keleş ile görüştüklerini, Keleş ile anlaştıktan sonra sürece devam ettiklerini belirten Togay, “Yasal süreçler tamamlandıktan sonra bu alanlar İBB’ye devrediliyor. Bu devrandan sonra İBB meclis kararıyla İSTAÇ’a evreler gerçekleşiyor. İSTAÇ gelir getirici formülle teklif toplayarak bu alanların işletilmesini sağlıyor. Dışarıda oluşan teamül gereği İSTAÇ teklif topladığı vakit genelde buraya bu süreçleri yönetenler en uygun teklifleri veriyorlardı. Kelam konusu alanları görüşme süreçlerini Fatih Keleş yürüttüğü için bu alanlar onunla birlikte hareket eden Gülibrahimoğlu’nun denetimine girmiştir.” dedi.

Togay, kelam konusu süreçlere İSTAÇ olarak müdahale etme imkanı olmadığını lakin bu durumdan rahatsız olması nedeniyle kelam konusu alanları İSTAÇ’ın işletmesine yönelik kimi teşebbüsleri olduğunu söyledi.

Kendi periyodunda 3 döküm alanının İSTAÇ tarafından işletilmeye başlandığını aktaran Togay, bu duruma Keleş ve Gülibrahimoğlu’nun reaksiyon gösterdiğini anlattı.

“Benim üzerimden yapılmış işler olduğunu fark ettim”

Ertan Yıldız ve Fatih Keleş’in, kendisine vakit zaman Sarılar (şüpheli Ahmet Sari’nin şirketi) firmasına ödeme yapması gerektiğine ait talimat verdiğini, kendisinin rüşvete aracı gözüktüğü tezinin yanlışsız olmadığını öne süren Togay, “Benim çalıştığım devirlerde bana hiçbir halde rastgele bir firmaya (Sarılar da dahil) ihale için davet göndermem yahut açık ihalelerde bir firmanın lehine/aleyhine tavır sergilemem halinde bir talimat verilmemiştir, verilseydi de bu talimatı yerine getirmeyeceğim bilinmekteydi. Bundan ötürü ihale öncesinde yaklaşık maliyet ve ihaleye çıkış maliyeti üzere bilgilerin benden temin edildiğini düşünmekteyim. Şartnamelerin hazırlanmasında hiçbir şirkete öncelik tanınacak süreçler yapılmamıştır.” diye konuştu.

Togay, kendisinin İSTAÇ’ta vazifeye başlamadan evvel V.H. firmasının burada atık dönüşüm tesisinin işletmesini aldığını lakin şirketin kimi yükümlülüklerini yerine getirmediğini tespit ettiğini, firmaya ihtar yazıları yazdırdığını, son ihtarda kontratın feshine kadar gidecek yaptırımların gerçekleştirileceği ihtarının yapıldığını belirtti.

Bunun üzerine kendisini ziyaret eden tutuklu kuşkulu Aykut Erdoğdu’nun firmayı yeterli tanıdığını, âlâ firma olduğunu, mağdur olduğunu söylediğini anlatan Togay, şirketin gerekli aksiyonları almadığı takdirde kontratın feshedileceğini Erdoğdu’ya ilettiğini lisana getirdi.

Togay, sözünde, “Ben çalıştığım süreç içerisinde sözümün bütünüyle anlattığım formuyla hiçbir suça dahil olmadım. Örgüt hiyerarşisi içerisinde yer almadım. Bu yapıyla ilişkilendirilmem kelam konusu olamaz. Özgeçmişim sonucunda burada yönetici olmuş birisiyim, deneyimimden ve iş ahlakımdan kaynaklı olarak hukuka karşıt talepler bana iletilmemiştir lakin benim dışımda benim üzerimden yapılmış işler olduğunu fark ettim. Benim dahil olmadığım bu konulardan sorumlu olmam da mümkün değildir.” beyanında bulundu.

About The Author

admin

See author's posts